Sivil toplum her alanda vazgeçilmezimiz ve gönüllülük kavramı da sivil toplumun en büyük ve öncelikli ihtiyacı.
Her sivil insiyatif arkasındaki gönüllü insan sayısı arttığı ölçüde güçlü, etkili ve ölümsüz.
Bu hafta hem Dünya Gönüllüler Günü’ü kutlamak hem de sivil toplum camiasında bilinirliği günden güne artan SosyalBen vakfının çalışmalarını öğrenmek üzere Operasyon Takımı Kıdemli Uzmanı Tuğçe Yavuz ve Kaynak Geliştirme Kıdemli Uzmanı Kübra Aytekin ile konuştuk. 7-13 yaş aralığındaki çocukların yeteneklerini keşfetmek, geliştirmek ve yetenek temelli yönlendirmelerine yönelik olarak sivil toplum faaliyetlerine ve Türkiye’de sivil girişimcilik kavramına ilişkin bilgi edindik.
Hayal kurmak mı zor yoksa bu hayalleri gerçekleştirebilecek kadar cesur olmak mı? Hayallerin gerçeğe dönüştüğü bu masalın kahramanlarını gelin birlikte tanıyalım.
SosyalBen hikayesi
1. SosyalBen ismi nereden geliyor? İsim hem gönüllülerin hem de gönüllünün dokunduğu kişilerin sosyalleşmesini sağlıyor diyebilir miyiz?
Hikayemiz vakfımızın kurucusu Ece Çiftçi’nin 14 yaşında öğrenciyken edindiği bir deneyim ile başlıyor. Sahnede kendisinin keman çalarak aldığı alkışları başka bir arkadaşının da matematik alanındaki bir başarısı ile aldığını görüyor ve farklı yeteneklerin aynı şekilde takdir görebileceğini, aslında hepsinin ayrı ayrı değerli başarılar olduğunu anlıyor. 14 yaşındaki bir çocuğun dünyasında bu farkındalık onu iyilik hareketini başlatmak için ilk adımlarını atmaya yönlendiriyor. Başka çocukların hikayeleri ile ilk kez Şanlıurfa Gençlik Merkezi’nde başlatılan saha çalışması vasıtasıyla yolu kesişmiş oluyor. Bunu Giresun ilimizdeki ikinci saha çalışması takip ediyor. Bir süre sonra ‘Bir fikrin mi var?’ yarışmasına katılıyor. Yarışma öncesi projesinin ismine karar vermesi gerekiyor ve ‘SosyalBen’ adı bu noktada ortaya çıkıyor. Çünkü 14 yaşında kendi deneyiminden yola çıkan o kız çocuğu biliyor ki yeteneklerinin farkına varan ve başarılı olan her çocuk eğitim hayatında da başarılı olacak. O güne kadar yürüttüğü saha çalışmaları ile bu düşüncesinin uygulanabilirliğine de tanıklık etmiş olmanın verdiği güç ile ‘SosyalBen’ adının kendi potansiyelini, kendi hikayesini keşfetme yolunda her çocuğun ‘ben’ den ‘biz’ e dönüşme macerasını anlattığına, amaçladıkları mesajı verecek güçte bir isim olduğuna karar veriyor.
2. SosyalBen Akademi nedir? Kime, nerede ulaşır ve ne amaçlar?
SosyalBen aynı şemsiyenin altında toplandığımız bir yapı, kapsayıcı bir çatı. Vakıf olarak kendimizi tarif ettiğimiz zaman çocukların yeteneklerini keşfetmek, geliştirmek, yetenek temelli yönlendirmeler ile desteklenmeleri adına saha ve atölye çalışmaları yapan bir sivil toplum kuruluşuyuz. Müfredat dışı eğitimleri de özellikle dezavantajlı olarak tanımlayabileceğimiz 7-13 yaş aralığında olan ve taşımalı eğitimde öğrenim gören 9-13 yaş aralığındaki çocuklar ile buluşturmayı hedefliyoruz. Bu çatının iki önemli kolonu ise ‘SosyalBen Akademi’ ve ‘SosyalBen Store’ .
‘SosyalBen Store’ 150’e yakın ürün çeşidinin yer aldığı bir ticari satış platformu ve vakfımızın fon ihtiyacının karşılandığı iktisadi işletmemiz olarak tarif edebiliriz. Vakfın sürdürülebilirliği adına büyük öneme sahiptir.
Bu noktada şemsiye metaforumuza dönmek isterim. Ece Çiftçi’ nin üniversite öğrencisiyken planladığı bir saha çalışması için fon sağlamak adına yaptığı ilk ticari faaliyet Eminönü’nden satın aldığı şemsiyeleri üniversite çevresinde satması ile başladı. O gün şemsiyelerin satışı ile gelen küçük katkılar bugün yurtiçi ve yurtdışı birçok saha çalışmamızın gerçekleşmesini sağlayan ticari faaliyetlerimizin ilk ve en önemli adımlarına dönüştü.
‘SosyalBen Akademi’ de 2015 yılı itibariyle hayata geçirdiğimiz bir diğer iktisadi işletmemizdir. Kamu ve özel kurumlara, çeşitli eğitim kurumlarına ve bireylere sosyal sorumluluk proje danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Bu hizmetimiz karşılığı yine vakfımıza fon sağlayarak 2 ana kanaldan vakfın kaynak ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Bir diğer akademimiz ‘Ebrar Karakurt Voleybol Akademi’ İstanbul merkezli 7 farklı okul ile çalışma yürüttüğümüz yeni bir projemiz ve Ebrar Karakurt ile bir marka işbirliğinde hayata geçirdik. İlk etapta 9 – 14 yaş arası 98 kız çocuğumuzu kapsıyor. Onların sporu temel yaşam biçimi olarak ele almalarını hedefliyoruz. Voleybol dalını çalışmamızın merkezine aldık ve ilk olarak İstanbul’ da başladık ama farklı illeri de ilerleyen zamanlarda ilave ederek çok daha geniş dal ve alanlarda faaliyetleri hedefliyoruz. 30 gönüllü koçtan oluşan uzman kadromuz ile potansiyelini keşfetme yolculuğuna başlayan çocuklarımızı buluşturuyoruz. Ayrıca projemizin hikayesinin anlatıldığı bir belgesel yakın zamanda bir özel yayın platformunda yer almaya başladı.
SosyalBen gönüllüleri
3. SosyalBen’ de gönüllü olmak nasıl tarif edilebilir? Sizin gönüllülük hikayenizi ile birlikte vakfın bu alandaki çalışmalarını, bugün gönüllü sayınızın kaç kişiye ulaştığını, nasıl ve hangi alanlarda gönüllüleriniz olduğunu öğrenebilir miyiz?
Tuğçe Yavuz olarak benim gönüllülük hikayem üniversitede çocuk gelişimi eğitimim sırasında başladı. SosyalBen ile 3,5 yıl süren bir gönüllülük deneyimim oldu. Buradan sonra 2 yılı aşkın profesyonel sivil toplum gönüllüğü maceram başladı. Gönüllülük benim için adeta bir virüs gibi hızla yayılan ve sizi asla bırakmayan bir kavram. Bugün sizlerle yaptığımız bu görüşmede de sizlerin aynı virüs ile tanışıp etkisi altında bu çalışmaları yürütüyor olduğunuzu görmek ayrıca mutluluk verici.
Türkiye istatistiklerine baktığımızda gönüllülük sayısı nüfusun %8’ini oluşturuyor ve bu oranın üzerine ne yazık ki geçemiyoruz. Vakfımız bünyesinde biz Türkiye’nin gönüllülük hikayesinin neresindeyiz diye bakacak olursak;
• 3 farklı gönüllülük programımız var. Bunlar topluluk gönüllülerimiz ,-gönüllülerimiz ve çocuk gönüllülerimiz.
• 7 yıla yakın süren ve ülkemizin 76 farklı ilinde saha çalışmalarımız oldu.
• Bu saha çalışmaları ile 18-25 yaş aralığı gönüllü gençlerimizi çocuklarımız ile buluşturduk.
• Mart.2020 tarihine kadar toplum topluluk gönüllüsü olarak tanımlayabileceğimiz destekçi sayımız 500 kişi idi.
• Mart.2020 itibariyle e-SosyalBen ile gönüllülüğe dijital bir platform sağladık ve yeni nesil bir sivil toplum kuruluşu olarak zaman ve mekandan bağımsız ‘Gönüllü olmaya Ben de Varım!’ diyen her yaştan her kesimden duyarlılar ile buluşmuş olduk. Türkiye’nin 60 farklı ilinden, 10 farklı ülkeden 960 adet e-gönüllülük başvurusu aldık.
• İlk e-gönüllü başvurularımıza baktığımızda 11 yaş ile 57 yaş arası dağılan bir grafik ile karşı karşıya kalmıştık. Bu dönem ile gönüllü demografimizde %57 oranında bir değişim ve gelişim kaydetmiş olduk.
• Haziran.2021 itibariyle de çocuk gönüllü müracaatlarımız başladı. Tüm gönüllü programlarımızda yaş, zaman, mekan ve imkanlar nasıl olursa olsun bizimle beraber olmak isteyen herkesi gönüllü faaliyetler için bizimle olmaya davet ediyoruz. Uzmanlık alanlarına göre değerlendirecek olursak dijitalde 10 farklı alanda kapasite güçlendirme, tasarım çalışmaları gibi ya da sahada fizibilite çalışmalarımızda ve çocuklarımızın eğitici çalışmalarda gönüllülerimizin katkılarını bekliyoruz. Bugün 1.142 gönüllümüz ile hibrit bir yapıda sivil toplum çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Vakfımızın bütüncül kapasite güçlendirmesine katkı sağlayan ve her geçen gün artan bir gönüllü ağımız var.
4. İşgücüne yakın zamanda katılan ve tüketimde daha fazla yer almaya başlayan nesil, artık hayatın her alanında bir anlam arayışında. ‘Aktif vatandaşlık’ sizin vakıf olarak sıkça kullandığınız bir kavram. Bu kavramı günümüz ‘anlam arayışı’ ile birlikte değerlendirmenizi istesem, vakıf olarak gözlemleriniz nelerdir?
Klasik vatandaşlık kavramının ötesinde yaşadığı toplumdan ve dünyadan sorumlu olma ihtiyacı, bugün 7 ile 60 yaş arası SosyalBen gönüllülerinin hepsinde istisnasız gözlemlediğimiz bir durum. Gönüllülerimiz de öncelikle yaşadığı topluma gözlemci olabilme özelliğini arıyoruz. En genç gönüllümüz dahil ‘Ben de bu dünyadan, gözlemlediğim sorunların çözümünden sorumluyum’ duygusunu, sorumluluğunu hissediyor.
Çocuk gönüllü programız aktif vatandaşlık olgusunun en taze zihinlerde mümkün olan en erken zamanda yeşermesini sağlamayı hedefliyor. Yetişkinler dünyasında çocukların adına biz karar veriyor olsak da çocuk gönüllülerimiz kendi dünyalarında kendi gözlükleri ile bakarak gönüllülük kavramına yeni anlamlar kazandırıyor. Kendi deneyimlerimden de gördüğüm kadarıyla üniversite öğrenciliği yılları gönüllülük deneyimine başlamak için oldukça geç olarak kabul ettiğimiz bir yaş. Bu deneyimi ne kadar erken yaşta başlatabilirsek o ölçüde toplumun sorunlarının çözümü için uygun saha oluşturma şansımız olacağına inanıyorum.
Beyaz yakalı gönüllülerimiz de temel kabul ettiğimiz motivasyon yaşadığı dünyayı anlamak, kendisinin ortak yaşam adına ne yaptığını sorgulamak, toplumu gözlemlemek ve SosyalBen deneyim alanının bir parçası olabilmek.
Burada pandemi süreci ile ilgili bir parantez açmamız gerekir. Saha çalışmalarımızı 2 yıla yakın bir süredir sürdüremiyoruz ama tekrar başlayabildiğimiz zaman yine bir haftalık süreler ile saha çalışmalarımızı sürdürmeyi umuyoruz. Sahaya çıkmamız gereken durumlarda bizim için en önemli kıstas SosyalBen çocuklarının ve gönüllülerinin sağlığı ve emin olduğumuz noktada bu 2 demografiyi sahada buluşturmak istiyoruz. Pandemi dönemine ‘Evden Eve 23 Nisan’ projemiz ile başladık. Saha çalışmalarımıza ara verdiğimiz bu süreçte çevrimiçi atölyelerimiz ile çocuklarımız ile buluşmayı sürdürdük. Yakın zamanda yetenek temelli bir çocuk yönlendirme projemiz de başlayacak. Çocuklarımızın dijital platformlarda aktif olabilmesi adına eğitici videolarımızı yayınladık.
Kaynak geliştirme faaliyetleri
5. Şirketlerle yürütülen gönüllülük ve diğer alanlardaki çalışmalarınız nelerdir?
Kaynak Geliştirme Kıdemli Uzmanı Kübra Aytekin olarak gönüllülük ile üniversitede tanıştım. 3 yıllık gönüllülük deneyimimin ardından, gönüllülüğü bir kariyer olarak seçmeye karar verdim. Bu noktada da 2 yılı aşkın süredir, SosyalBen Vakfı’nın projeler ve kaynak geliştirme departmanında çalışmalarımı sürdürmeye devam ediyorum.
Proje bölümümüz yönetiminde özel şirketler ile iş birliği çalışmalarımız oluyor. İktisadi işlemelerimiz üzerinden aktif vatandaşlık kavramının bir kurum kültürü olarak benimsetmek isteyen şirketlerin/kurumların çalışma talepleri de oluyor. Bu doğrultuda da SosyalBen Akademi özelinde bireysel, kurumsal ve kamu ve eğitim kurumlarına vermiş olduğumuz sosyal sorumluluk proje danışmanlık hizmeti çerçevesinde SosyalBen Vakfı’na sürdürülebilir kaynak yaratarak çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Dünyadan biz sorumluyuz mottosu ve daha iyi bir dünya için katma değer yaratma amacıyla vakfımızın kurucusu Ece Çiftçi tarafından 2015 yılında hayata geçirilen ikinci iktisadi işletmemiz olan SosyalBen Akademi nezdinde daha çok bilgiye ulaşmak için değerli okurlar web sitemizi de ziyaret edebilir ve bizimle iletişime geçebilirler.
6. Gönüllü çalışmalar ve bağışlar dışında gelir elde edilmesi ile ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Vakfımızın iki adet iktisadi işletmesi var, SosyalBen Store ve SosyalBen Akademi. İktisadi işletmelerimiz özelinde SosyalBen Vakfı’na fon yaratmak amacıyla çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.
SosyalBen Store SosyalBen Vakfı’nın çalışmalarına bütçe oluşturmak amacıyla kurulan, çeşitli ürünlerin yer aldığı satış mağazası aslında. Ürünlerimizin tamamı gönüllüler ve destekçilerimiz tarafından tasarlanmakta olup ,SosyalBen Store ürünleri arasında Hakan Sabancı tasarımı ‘hoodieler’, Melisa Sabancı Tapan tasarımı ajandalar, Bensu Soral tasarımı parfümlü çoraplar, Emre Yusufi imzalı defterler, kalın kapaklı defterler, spiralli defterler, küçük not defterleri, şemsiyeler, kupalar, tohum kurşun, tükenmez kalemler, Iphone telefon kılıfları, çok amaçlı çantalar, plaj çantaları, bez çantalar ve maske aksesuarları bulunuyor. SosyalBen Store’ un özelinde yenilediğimiz web sitemize de bu bağlamda göz atabilirsiniz.
Bunun dışında doğum günü bağışları, maraton-koşular özelinde bağış kampanyaları ve yine bununla birlikte SosyalBen Store özelinde yer alan özel günler sertifikalarından elde ettiğimiz gelir ile SosyalBen Çocukları’ nın yarını için adım atıyoruz.
Vakfımızın iktisadi işletmeleri, hayata geçirdiğimiz iş birlikleri, gönüllülerimiz ve destekçilerimiz nezdinde çocuklarımızın bugünleri hepimizin yarınları adına bizimle çalışmalarını gönülden sürdüren herkese çok teşekkür ederiz. Ulaşılmadık çocuk kalmayıncaya dek, SosyalBen!
Gönüllülüğe gönül veren herkesin dünya gönüllüler gününü kutluyoruz.
Sahada ne durumdayız?
7. Taşımalı eğitim Türkiye’nin zorlu koşullarının bir parçası ve dezavantajlı öğrenci gruplarını yaratan etkenlerden birisi. SosyalBen çalışmaları ile bugüne kadar taşımalı eğitimde yer alan kaç öğrenciye ulaştınız ve hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Şanlıurfa’dan başlayan ve başka illere yayılan yolculuk bugün toplam kaç ilde ve kaç kişiye dokunuyor? Hayaller elbette sınırsız ama bir sonraki adım nedir?
Bugün SosyalBen’ de çocuk dediğimizde 3 farklı kitle tanımı aklımıza geliyor. Taşımalı eğitimde olan ve dezavantajlı bölgede yaşayan SosyalBen çocukları ilk kitlemizi oluşturuyor.
İkinci olarak bugünün ‘dijital yerlisi’ çocukların çevrimiçi platformları üretken bir şekilde kullanmasını hedefliyoruz. TÜİK verilerine göre hane başı internet kullanımı %74,2. Bu veriden hareketle büyükşehirlerde yaşayan ve internet olanaklarını üretken bir şekilde kullanamayan SosyalBen çocuklarımız ile çalışıyoruz. Üçüncü kitlemiz ise SosyalBen çocuk gönüllülerini kapsıyor. Bu alanda 20 Kasım tarihinde başlayacak olan güzel bir çalışmamızın çalışmalarını sürdürüyoruz.
Ülkemizin herhangi bir iline ilk defa giden bir gönüllümüz ile o ildeki çocuk tanıştığında ve ortak çalışmalara başladığında gönüllümüz ülkenin tanımadığı bir noktasını öğrenmeye, faydalanıcı çocuğumuz da bir rol model edinmeye başlıyor. Entegrasyon ile buradan toplumsal bir fayda çıkarabiliyor olmak hem gönüllü için bir haz, inanılmaz bir deneyim alanı hem de aktif vatandaşlık kavramını toplumun tabanına yaymak için önemli bir fırsat. Biliyoruz ki yarının değişimini bugünün çocukları ile yaratabiliriz. 21. yy. eğitim anlayışında öğreticinin/eğiticinin anlatıcı olduğu bir sistemden ziyade çocuk ile interaktif bir iletişim sağlanmasının verimli olacağını ön görüyor ve çocuk yaşta gönüllülük kavramının sahiplenilmesini çok önemsiyoruz.
SosyalBen vakfı 76 farklı ilde ve 55bin çocuk ile buluşan 8 yaşındaki bir çocuğun hikayesi ve yarın bu rakamların daha da yükselecek olması getirdiği sorumluluğun farkındayız. 81 ilde yer alacağımız ya da dünyanın daha fazla noktasında çalışmalarımızı sürdürebildiğimiz tarihte hiçbir şeyin sonuna gelmiş olmayacağız. Bu gücünü arttırmayı hedeflediğimiz bir döngü olarak yaşamına devam edecek. SosyalBen bugün 8 yaşında bir çocuk ve onunla beraber yürürken bizler de yolda birçok farklılığı birlikte deneyimliyoruz. Burada sloganımıza atıfla tekrar söylemek isterim ki: “Ulaşılmadık çocuk kalmayıncaya dek SosyalBen!”
8. Hangi konumda, hangi okulda çalışmalar yapılacağına nasıl karar veriyorsunuz? Ne gibi ön çalışmalar yürütülüyor?
SosyalBen Türkiye operasyonumuzu 3 kişi olarak sürdürüyoruz. Operasyon rehberi olarak ben destek oluyorum. Saha ve Ar-Ge tarafından takım arkadaşımız Özüm hanım yer alıyor. Bir de proje ve kaynak bölümünde çalışmalarımız oluyor.
Çalışılacak okul belirlenirken sosyokültürel ve sosyoekonomik durum inceleniyor. Burada ilk akla gelen ülkemizin doğu illeri olsa da İstanbul ve batıda yer alan diğer büyükşehirlerde de şehrin içinde ama şehir avantajlarından yoksun mahallelerinin çocuklarını SosyalBen çalışmalarına dahil etmek bizim için önemli. Etkin köken ayrımcılığı ya da madde kullanımı tehlikesi olan bir okul, bulunduğu coğrafyadan bağımsız hedef kitlemize dahil olabilir. Bu sebeple taşımalı eğitim ‘ve/ve ya’ diye virgülü koyarak hedef okul belirleme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dezavantajlı bölge tanımını sadece coğrafya temelli bir kavram olarak değerlendirmiyoruz. Sosyolojik değerlendirmeleri de dahil ederek toplumu gözlemliyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığının ilgili birimleri ve tüm kamu kurumları merciler ile birlikte hareket ediyoruz.
Sahada iletişime geçilen çocuk ile aslında evinde ailesi ile başka bir iletişim sağlamış olduğumuzun farkındalığı ile hareket ediyoruz. Bu iş bizim için bir güçler birliği ile yürütülen geniş kapsamlı bir süreç.