“Yetişkinler ve karar alıcılar tarafından çocuk kavramı genel olarak savunmasız, güçsüz, masum ya da kontrol edilmeye ihtiyaç duyulan bireyler olarak kabul edilmektedir. ICHILD ise her çocuğun kendi kararlarını alabilen güçlü, cesur ve en önemlisi eşit bir yurttaş olduğu kabulü ile hareket eder. ICHILD, çalışmalarında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi kendisine esas alır. ICHILD, çocuklar adına veya onların yerine hareket etmez. Her çocuğun, kendi temsiliyetini sağlamasına ve ifade alanını güçlendirmeye önem verir.
Çocukların hak öznesi olduğunun farkında olarak, çocuklar ile birlikte hareket ediyoruz. Çocukların adına ya da onların yerine hareket etmiyoruz. Çocukların kendilerini ifade etmelerine imkan veren mekanizmalar oluşturuyoruz veya halihazırda mevcut olan mekanizmaları güçlendiriyoruz.”
Yeni neslin bugünümüzde ve geleceğimizde nasıl da söz sahibi olduğu, hayatı nasıl şekillendirdiği gerçeği ile yüzleştiğimiz bugünde, yeni yüzyılın ilk çeyreğini tamamlarken, deneyimler kadar gençlik heyecanlarının da önemli olduğunu artık hepimiz biliyoruz. ‘Sen daha çocuksun’, ‘küçüksün’, ‘dur bakalım!’ gibi beylik sözlerin bugünde yeri olmadığını yaşayıp öğreniyoruz.
Bu hafta, yakın zamanda duyacağımız çalışmaları ve çocuklar gibi çok bilindiği sanılan bir sivil toplum mecrasında özgün yöntemleri, çalışmaları ile tanımaktan mutluluk duyduğumuz bir hareketi ICHILD’I konuk ettik. Genel koordinatör Zeynep Betül Demirses ile çocuğun çocuk ile çocuklar adına neler yapabildiğini ve yarının dünyasını konuştuk.
1.Kısaca kuruluş hikayenizi ve tarihinizi öğrenebilir miyiz?
IChild, 2019 yılı Mayıs ayında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ) işbirliğinde kurulan çocuk komitelerinden mezun olan bir ekibin önderliğinde kuruldu. Çocuk hakları ve çocuk katılımı alanlarında deneyim sahibi ve sivil toplum faaliyetlerine dahil olarak bunun faydalarını gören çocuklar, birer yetişkin oldukları zaman başka çocuklar ile beraber, yine çocuk haklarına yönelik çalışmaları, ICHILD çatısı altında yürütebilmek adına bu derneğin kuruluşuna öncülük ettiler.
Derneğin kurulma amacı, hak öznesi olan çocukların, yetişkin olduklarında yine hak öznesi olan tüm çocuklarla birlikte çocuklar için çalışma isteğine dayanmaktadır. ICHILD, 14 – 19 yaş aralığındaki adölesan yaş grubu ile çalışmave bu gruba doğrudan olumlu bir katkı sağlama hedefindedir. Kuruluşundan bu yana amacı, ulusal ve uluslararası düzeyde anlamlı çocuk katılımı sağlamak, çocukların kendilerini temsil ettiği alanları güçlendirmek, çocukların kendi hakları konusunda kapasitelerini güçlendirmek ve onları, bu alanlardaki çalışmalara yönlendirmektedir.
ICHILD, her çocuğun eşit bir yurttaş olduğunun bilincindedir ve toplumdaki mevcut çocukluk algısı üzerine çalışır. Tam burada kuruluş hikayemizi de besleyen başka bir noktaya gelmiş oluyoruz. Yetişkinler ve karar alıcılar tarafından çocuk kavramı genel olarak savunmasız, güçsüz, masum ya da kontrol edilmeye ihtiyaç duyulan bireyler olarak kabul edilmektedir. ICHILD ise her çocuğun kendi kararlarını alabilen güçlü, cesur ve en önemlisi eşit bir yurttaş olduğu kabulü ile hareket eder. ICHILD, çalışmalarında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi kendisine esas alır.
Tam yeri gelmişken özel bir ismi de anmak isterim: Psikolog Roger Hart “Katılım merdiveni” modeli ile çocukların kendi hayatlarına dahil olması kavramını güçlendirmeyi amaçlamış, bu alanda bugün bize de öncülük eden çalışmalara imza atmıştır.
BM Sözleşmesinin de atıfta bulunduğu üzere çocukların kendi haklarını savunma adına barışçıl bir şekilde bir araya gelme hakları vardır. ICHILD, çocukların kendi haklarını öğrenmelerinin yanı sıra, çocukların örgütlenme bilinci kazanmalarını da hedefler.
ICHILD olarak çocukların hem örgütlenme bilinci alanında kapasitelerini güçlendiriyor hem de bu alanı deneyimleyebilmeleri adına, talep eden çocukların ICHILD yönetimine dahil olması için çocuklara alan açıyoruz. İlk çalışma grubumuzda bir araya geldiğimiz 18 yaşını dolduran 2 birey de, son genel kurulda adaylıklarını koyup seçilerek yönetim kurulumuza dahil oldular. Böylece amaçlarımızdan birini belli bir ölçüde gerçekleştirmiş olmaktan da çok mutluyuz.
2.Zeynep Betül Demirses’ in sivil toplum macerası ve ICHILD serüveni nasıl başladı?
Sivil toplum alanına ilk olarak lise yıllarımda giriş yaptım. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ) işbirliğinde kurulan, 81 ilde yer alan çocuk komitelerinden birinde yer alıyordum. Yaşadığımız şehirde çocuklara ve çocuk haklarına yönelik neler yapılabileceğinin tartışıldığı, fikirler yaratılan bir alanda sivil toplum maceram başladı.
Bolu’da lise öğrencisiyken çocuk komitesi il eş başkanlığını yürüttüm. Bolu temsilcisi olarak görev alırken hem bir hak öznesi hem de sivil toplum elçisi olarak yer aldım. Bir çocuktum ve çocuk olarak haklarımı savunmam, buna yönelik çalışmalar yürütmem gerekiyordu. Kendimi çocuk olarak ifade ediyor olmam, birey olarak beni güçlendirdi. Karşımdaki kişinin beni dinliyor, karar alma süreçlerine biz çocukları dahil ediyor olması kendimi eşit bir yurttaş olarak hissetmemi sağladı.
Lisede yaşadığım bu deneyimler, üniversitede okuyacağım bölümü de besledi. Bölüm tercihim sivil toplum deneyimlerim ile bağlantılı olarak gelişti ve Uluslararası İlişkiler bölümünü okudum. Bu dönemde de farklı sivil toplum çalışmalarım oldu ama özellikle çalışmak istediğim alan çocuk haklarıydı. Üniversite yıllarımda doğrudan çocuk hakları alanında çalışan bir sivil toplum örgütü bulmakta epey zorlandım.
Doğrudan çocuk haklarını odaklanan bir örgütlenme bulamayınca, çocuk komitelerinden ve üniversiteden tanıdığım arkadaşlarım ile bazı fikir alışverişleri yapmaya başladık ve ICHILD kuruluş süreci 7 kişilik bir kadro ile bu şekilde başladı Benzer ve ortak hayalleri ortaya çıkarmak çok keyifli bir süreçti. Bu süreçte elbette ayrılanlar olsa da, şu anda hala aynı ruh ve istek ile çalışmalarımız devam ediyoruz.
3.Gönüllü çalışan ICHILD bünyesine nasıl tanımlanıyor? Hangi alanlarda nasıl faaliyetler yürütüyorlar? Size nasıl dahil olabilirler ?
Her sivil toplum örgütünün uzun vadede toplumda görmek istediği bir değişim vardır ve bu kurum vizyonu olarak belirlenir. Bu vizyonu gerçekleştirmek adına da öncelikle doğrudan etki edilen grubun belirlenmesi önemlidir. ICHILD olarak bizim doğrudan etkileşim kurduğumuz ve güçlendirmek istediğimiz grup 14 – 19 yaş arası ergenlik dönemi ya da adölesan dönemi yaş grubu bireylerdir. Erken gençlik dönemi olarak adlandırdığımız bir dönemi ifade etmektedir. Ancak bu yaş aralığı dışında kimse ile çalışmadığımız anlamına da gelmiyor elbette. Özellikle örgütsel faaliyetlerde 19 – 25 yaş aralığından katılımcıların da bizimle birlikte olmasını önemsiyoruz. Genç kavramının evrensel tanımı da 15 – 35 yaş aralığını kapsamaktadır. Etki grubumuz ile çalışırken genç bireyler ile çalışmayı, dirsek temasında olmayı önemsiyoruz.
Gönüllü çalışmalarında bugüne kadar açık bir çağrıya çıkmadık. Bugüne kadar proje odaklı bazı gönüllü çağrılarımız oldu. Gönüllü adayına, net bir tanım ve sorumluluk sunmayı önemli görüyoruz. Alan açmak ve emek sömürüsü arasında ince bir çizgi var. Gönüllülerin kendi haklarının bilincinde oldukları bir sistem kurgulamaya çalışıyoruz.
Örneğin çocuk hakları eğitmenlerimiz, uzman elçi gruplarımız var. Alanında uzman genç bireyler ( psikoloji, hukuk vb. ) ile birlikte, ICHILD olarak geliştirdiğimiz modülleri, içerikleri ve/veya politika ve prosedürleri tartışıyoruz. kontrol ve teyit ediyoruz. Gönüllü Çocuk Hakları Eğitmenleri grubumuz da yaklaşık 55 kişiden oluşuyor. Şu an için aktif gönüllü olacak bir alan yok ama önümüzdeki yakın süreçte örgütsel yapımızı geliştirmek adına yeni çalışmalar için gönüllü çağrısına çıkacağız. Hangi alanlarda nasıl çalışmalar yapılabilir, karşılaştırmalı politikalar yürütülebilir, örgütsel yapımız nasıl güçlendirilebilir gibi sorulara birlikte yanıt aramak adına gönüllü ihtiyacımız muhakkak olacaktır.
Bunun dışında aktif 2 ofis gönüllüsü haftada 1 gün geliyor. 30 kişiye yakın çocuk gönüllü de bizimle beraber bu yolda.
4.Çocuk hakları ilk etapta çok genel bir kavram olarak algılanabiliyor. Hangi yaş aralığında ve tam olarak çocukların yer aldığı hangi alanlardaki haklarına yönelik çalışmalarınız var?
ICHILD, 18 yaşına kadar her bireyi çocuk olarak tanımlar. ‘BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi’ referans almaktadır.
ICHILD çocukları, kendileri ile ilgili süreçlere dahil etmeyi önceliklendirmektedir. Çocuklara danışıyoruz, çocuklar ile iş birliği yapıyoruz. Çocuk, kendisi ile ilgili bir sürece dahil olup, anlamlı katılım gösterebiliyor. Hak öznesi bilincini oluşturmaya önem veriyoruz.
ICHILD, çocuklar adına veya onların yerine hareket etmez. Her çocuğun, kendi temsiliyetini sağlamasına ve ifade alanını güçlendirmeye önem verir. ICHILD bünyesindeki yetişkinler de, çocuklar ile ilişkilenme süreçlerinde yaş, statü, ünvan ya da ekonomik duruma bağlı oluşacak hiyerarşiyi önleyerek çocuklar ile eşitler ilişkisi kurarlar. Çocukların hak öznesi olduğunun farkında olarak çocuklar ile birlikte hareket ediyoruz. Çocukların adına ya da onların yerine hareket etmiyoruz. Çocukların kendilerini ifade etmelerine imkan veren mekanizmalar oluşturuyoruz veya halihazırda mevcut olan mekanizmaları güçlendiriyoruz.
Özellikle dijitalleşme alanında kaynaklarımızı güçlü ve etkili bir şekilde kullanıyoruz. Sosyal medya araçları ile daha geniş kitlelere erişebiliyoruz. Çocukların hazırladığı raporlar ya da kamuoyu açıklamaları yine aynı sosyal medya kanallarında yayınlanıyor. Bu anlatıya özel içerikli 2 adet animasyon filmimiz var. İşaret dili, sesli betimleme desteği ve 3 farklı dil seçeneği de filmlerde yer alıyor. Ayrıca kendi geliştirdiğimiz içerik ve modüller de var. Çocuklardan gelen talep üzerine geliştirildiler. Bu modüller ile bazı atölyeler gerçekleştiriyoruz. Aslında çocukların kafasında kendi haklarına ilişkin soru işareti yaratıyoruz.
Yine çocuklar ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği ya da iklim hareketine yönelik çalışma gruplarımız var. Hepsi birer öz örgütlenme örneği. ICHILD önderliğinde belirlenen konular ya da hareketler değil, çocukların kendilerinin aktardığı ihtiyaçlardan doğan örgütlenmeler. Çocukların ‘bizim buna ihtiyacımız var.’ Dedikleri bir yerden yola çıkıyoruz. Destek ihtiyacı duydukları noktada, örgütlenme basamaklarını güçlendirebilmeleri için süreci onlar için kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bunlar önemli çünkü çocukların liderliği ve öncülüğü güçlenmiş oluyor. Bunun dışında bazı araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütüyoruz. Bu çalışma da çocuklar ile ilerliyor.
5.IChild ile bir çocuk kendi geleceğini kendisi tayin etmek adına neler yapabilir?
Genellikle proje bazlı çalışıyoruz. Alandaki ilgili partnerlerle bir partnerlik sözleşmesi geliştiriyoruz. Bu sözleşmeler kapsamında, ulaşmamız gereken bazı değerler ve hedefler var. Bu hedefler doğrultusunda geliştirdiğimiz faaliyetlere katılarak, kendi hayatları ve deneyimlerini masaya yatırabilme imkanı buluyorlar. Bununla beraber, çocuklar kendi ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda da örgüt içerisinde bir faaliyete, programa ya da projeye de öncülük edebiliyorlar.
Çocuklara ulaşma noktasında kurum adına özeleştiri yapmam gerektiğini düşünüyorum. Dijital kanallardan açık çağrı yapıyoruz ama bu çağrıyı görebilen çocuklar, dijital erişim imkanı olan çocuklar oluyor. Dijitale erişimi olmayan çocuklar bu çağrıya ulaşma noktasında dezavantjlı bir durumda olabiliyorlar. Bu noktayı geliştirmek için de halihazırda kurum içerisinde tartışmalarımız ve çalışmalarımız devam etmektedir.
Henüz 3 yıllık bir kurumuz, ilerleme ve gelişme alanımızın çok fazla olduğunu düşünüyorum. Elbette dijital kanallar dışında ulaşmamız gereken alanlar da bu gelişim noktalarından birisi. Bunu nasıl aşarız sorusu da irdelemeye başladığımız örgüt içi güncel tartışma konularımızdan birisi. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda, başvurular ve çağrılar tüm çocuklara açık.
Araştırmalarımızı ise mevcut öz kaynaklarımız ile yapıyoruz. Proje bazlı ilerlediğimiz için her projenin kendi içinde bir yapısı, ödevi var. Bu doğrultuda öz kaynaklar ile ilerliyoruz. Burada sivil toplum yapısına bir eleştiri de yaparsak proje bazlı ilerlediğimiz zaman kurumun genel misyon ve vizyonundan uzaklaşabiliyoruz. Bu uzaklaşma tehdidine karşılık öz kaynakları kullanabiliyor olmak önemli.
6.Kaynak yaratma anlamında ayni, maddi bağış, finansal destekler nasıl temin ediliyor?
Proje bazlı çalışmalarda, her projenin hibe bedeli kadar bir bütçesi oluyor. 3 yıl içinde 4 farklı projemiz oldu ve bu yıl Haziran itibarı ile yaklaşık 1 milyon TL hibe desteği aldık.
Bağış toplamak adına bu sürece kadar bir çabamız ya da çağrımız olmadı. Kaynak gelişimi aşamasında neler yapabileceğimize dair bir planlama ya da örgüt içi bir görüşme ya da planlama henüz yapmadık.
Ayni yardım almıyoruz henüz ama ‘Sivil Düşün’ ile 2 ayrı projemiz kapsamında aldığımız destekler oldu.
Nakdi bağış almak, maratonlar ya da popüler bağış toplama alanlarında yürütülecek faaliyetler konusunda ne ölçüde ilerlemeliyiz ya da nasıl ilerleriz gibi konuları da yakın süreçte karar bağlamak üzere planımıza aldık.
Şu an itibarı ile Empower isimli bir kuruluş ile 1 yıllık bir sürece dair partnerlik sözleşmesi imzaladık. Bu partnerlik sözleşmesi kapsamında gerçekleştireceğimiz faaliyetleri de yakın zamanda duyuruyor olacağız.
7.IChild bünyesinde bir çocuk nasıl ve nerede sesini duyurabiliyor?
‘Genç Fikirler Çalıştayı’ UNICEF projesiydi .Şu ana kadar yürüttüğümüz 3 projeden birinin etkinliğiydi.
Çalıştay 3 ana konuya ayrıldı;
- Eşitsizlik ile mücadele
- Açlık ve yoksulluk ile mücadele
- İklim değişikliği ile mücadele
Bu 3 farklı grubu genç ve çocuklar katılım çözüm yıllarına ilişkin fikirler sunuldu. Fikirler toplanırken insan odaklı tasarım modeli kullanıldı. Metinde de görüleceği gibi çok faydalı kıymetli fikirler çıktı. Çocuk bireyin yetişkin birey ile karşılaştırıldığında çok etkileyici sonuçlara çıktığımız fikirler çalışmalar çıktı. Farklı bir çalışma grubunda da çocuklar iklim adaleti ve çevre hakları beyannamesi hazırlayıp yayınladılar.
İklim adaleti sosyal adalettir diye yola çıkıldı ve standart olması adına yayınlamak ve karar alıcılara ulaşmaya ulaştık. Resmi makamlara yani karar alıcılara çok ulaşamadık. Paylaştığımız linklerden de bu çalışmalarımıza ulaşabilirsiniz.
https://www.ichildforchild.org/wp-content/uploads/2021/09/FinalRaporu.pdf
https://www.ichildforchild.org/wp-content/uploads/2021/09/iklimadaletbeyanname.pdf
8.Yakın tarihli devam eden ve başlayacak projeleriniz var ise nelerdir?
Çocuk danışma kurulumuz yakın zamanda başlayacak bir projenin faaliyetidir. Çağrıların çıkılması ve çalışmaların başlaması ağustos sonu itibariyle başlayıp devam edecek. Daha çok yerelleşmeyi önemsediğimiz bir çalışma olarak Ankara’da başlayacak. Birlikte yüz yüze görüşebildiğimiz, iletişimin daha kuvvetli ve yerel ihtiyaçları daha etkili olarak kavrayabileceğimiz bir çalışma olacak. Bu çalışma, ‘Empower’ ile kurduğumuz partnerlik kapsamında gerçekleşecek.
9.Çok kısa önce geçici süreli ara verdiğimiz pandemi ile yaşama koşullarında sizin çalışmalarınız nasıl ilerledi? (Hitap ettiğiniz kesimin özellikle eğitim öğretim hayatı ve sosyal hayata dahil olma anlamında yaşadığı zorluklara atfen bu soruyu yönelttik.)
Mental sağlık, pandemi döneminin en önemli konusuydu. Çocuklar bu dönemde daha fazla etkinlendiklerini belirttiler ve pandemi dönemi ile cinsiyete bağlı ayrımcılık daha da fazla açığa çıkmış oldu. Kız çocuklarının evde kapalı ortamda daha fazla etkilendiği, daha fazla istismara uğradığı görülmüş oldu.
ICHILD olarak anlamlı katılımı sağlayabilmek önceliğimiz her zaman. Cinsiyete dayalı ayrımcılık arttı. Bu süreçte gözlemlerimizi çok iyi yaptık ve dijitalleşme sürecinde interaktif çalışmalara başlayan kurumlardan biri olduk.
Barış ve diyalog atölyeleri tasarlayarak sürece başladık. Barış kültürü, nasıl diyalog kurulur ya da çatışmalar nasıl çözülür, ‘Ben dilinden biz diline geçiş’ gibi alanlarda çalışmalar yürüttük. Çok verimli ve tam çağımızın, pandemi döneminin ihtiyacına yönelik etkinlikler oldu. Mental desteği sağlayan iletişim eğitimleri oldu.
Buradaki ihtiyacı, elimizde kaynaklara göre güçlendirmek şekillendirmek istediğimizde aldığımız cevap katılımı sağlamak oldu. Bu dijitalleşme süreci, ICHILD’ın yapısını ve kapasitesini güçlendirdi. Bu dijitalleşme bize müthiş bir kaynak sağladı. Bütçe yönetimini kolaylaştırdı ama aynı zamanda yerelleşmeden de uzaklaştık. Şu an son projemiz ile de bu yerelleşme ihtiyacını da karşılamayı, ihtiyaç duyulan kesişimi oluşturmayı hedefliyoruz.
Sohbetimizi çocukların cümlesi ile bitirmek isterim. “Biz kimsenin geleceği değil kendimizin bugünüyüz.” Çocuklar bize ait ya da bizim geleceğimizin sigortası, yetişmesi gereken anasının kuzusu, aslanı, prensesi değiller. Çocuklar, kendi bugünlerinin sahibi bireyler. Çocuklar, eşit yurttaşlar.
Bir özne olarak tüm çocuk örgütlenmelerinin, tüm yurttaşların çocukluk algısının bu kabulde birleşmesini umut ediyoruz.