Gönüllülük zor zanaat bunu baştan kabul edelim. ‘Sosyal Sorumluluk Haberleri’ olarak sivil toplum ekosisteminde dernekler, vakıflar ve her türlü sivil girişimin tanınırlığının artması, daha fazla kişinin birbirinden haberdar olması ,daha fazla paydaşın iletişime geçebilmesini hedefliyoruz.
Benzer hedefler ile ilerleyen bir ‘sivil girişim’ örneğini bu hafta hep beraber tanıyoruz. Yunus Emre Benli ve kurucusu olduğu Gönüllü Hikayeleri üzerine sohbetimizde, Türkiye’ den başlayıp yurtdışı bağlantılı aktivitelerine kadar ilginizi çekecek farklı noktalarda bilgi sahibi olduğumuz keyifli bir söyleşi oldu.
Her gönüllünün, kişisel hikayesine yer verdiği boş bir tualde gökkuşağının her renginin yer bulabildiği bir özgürlük alanı. Kişilere, kurumlara gönüllülük kavramını ve sosyal girişimi anlatmak için bayrağı eline almış kuvvetli bir nefer. Bu sosyal girişimin ayrıntılarını merak ediyorsanız röportajımızı mutlaka okumalısınız.
- Sosyal girişimcilik için hangi noktada ne düşünerek, daha yalın bir tanımla neyi dert edinerek yola çıkılıyor? Türkiye’de sosyal girişime bakışı da dahil edersek, Yunus Emre Benli’ nin sosyal girişimcilik hikayesi nasıl başladı?
Gönüllülük serüvenim Toplum Gönüllüleri ile başladı. Gençlik Hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda, yerelde gençlerin başı çektiği sivil toplum hareketlerinde yer aldım. Daha sonra Habitat Derneği ile finansal okuryazarlık vb. konularda gönüllü eğitmenlik, gençlerin ‘Erasmus’ gibi yurtdışı projelerinde yer almasını destekleyen çalışmalarda yer aldım. Gönüllü eğitmenliği, oyun tabanlı öğrenme, eğlenerek öğretme yöntemlerine ilişkin çalışmalarım oldu. Bu çalışmalarımın temelini 2015 yılından beri gönüllüsü olduğum Öğrenme Tasarımları oluşumuna borçluyum. Öğrenme Tasarımları aynı zamanda benim sosyal girişimcilik, sosyal fayda ve sosyal şirket kavramlarını öğrendiğim bir yer oldu. Bu sayede geliştirmek istediğim sosyal girişimcilik modelimede ilham oldular. Bunun üzerine Sinemasal isimli bir sosyal girişim ile yolumuz kesişti. Hem açık hava sinema festivalleri ile çocukların hayallerini buluşturduğumuz farklı bir sivil toplum faaliyetinde yer aldım hem de gerçek anlamda sosyal girişimcilik kavramını hayatıma dahil ettiğim bir süreç başladı. Yeni medya, vatandaş medyası – gazeteciliği, veri bilimi gibi alanlarında da eğitmenlik deneyimlerim oldu. Hem sosyal girişimciliğe ilişkin öğrendiklerimi hem de bu zamana kadar farklı alanlarda edindiğim sivil toplum faaliyetlerinin harmanlandığım bir sosyal etki girişimciliği daha fazla rol aldığım bir alana dönüştü. Dönüşen bu etki ile birlikte Gönüllü Hikayeleri oluşumu ortaya çıktı. Bu oluşumun amacı sosyal sorumluluk çerçevesinde saha da bulunan gönüllülük yapan herkesin hikayesini ve emeğini anlamlı bir şekilde görünür kılmak. Bu sayede gönüllü olmak isteyen ile gönüllülük yapan insanlar arasında bir deneyim aktarımı, hikayelerini paylaştıkları bir dijital rehber alanıda sağlamak istiyoruz.
Sosyal girişimciliği Türkiye’de kesin çerçevelere alabildiğimiz bir tanımı yok. Bu durumun sebeplerinden birisi elbette ki konjonktür bir diğeri de yasal mevzuat eksikliği. Ayrıca “hayır işlemek”, “iyilik yapmak” ya da “gönüllü çalışmak” kavramları arasında da geçişin yüksek olduğu bir kültürde yaşıyoruz. ‘Sosyal Girişimcilik’ tanımını genelden bir değerlendirme ile anlatırsak ticari girişimlerde elde edilen bir kar günün sonunda ticari işletmenin iştirakleri arasında paylaşılıyor. Sosyal girişimde ise öncelik kar amacı gütmeden yürütülen faaliyetlerde elde edilen nakdi ya da ayni tüm faydanın sosyal girişimin destekleme amacı güttüğü paydaş, ihtiyaç sahibi kitle ve girişimin faaliyetlerinin devamlılığını sağlayacak ortak paydaşlar arasında dağıtımının yapılması.
Burada tüm sivil toplum faaliyetlerini de üç farklı ana başlık altında tanımlamak isterim. Kendi kendini idame ettiren ve kar amacı da gütmeyen kurumsal yapılar, iktisadi işletme ile bağlantılı olarak oluşan yapılar ve son olarak ilk tanımladığımız yapıdan daha basit kabul edilebilecek ölçülerde ihtiyaçlar ile sürdürülebilirliğini sağlayan ve aynı kurumsallık geniş çerçevede yer almayan kolektif çalışmalar, kooperatifler, etkinliklerdir.
Türkiye’de yerel dayanışmayı destekleyen kooperatifler, ulusal çaplı kolektif hareketler var. Sivil toplum kuruluşu olarak iktisadi faaliyetlerini de kuvvetli bir şekilde devam ettirilen oldukça fazla sayıda kurumlar var elbette.
Ben de tüm bu birikimlerim ile sosyal girişimcilik adına sağlam temeller edinerek macerama başladım. Bugün, Yunus Emre olarak kırsal kesimdeki bir bölgede, öğrenim hayatındaki çocuklar için çalışmalar yapıyorum. Dijital topluluklar için çalışmalar yürüttüğüm, saha çalışmalarına yoğunlaştığım bir dönemdeyim.
- Gönüllü hikayeleri, sivil toplumun yer aldığı her mecrada insan hikayelerini duyuruyor. İnsanı merkeze alan bir çalışma fikri nasıl doğdu? Gönüllü Hikayeleri nasıl başladı?
Gönüllülük eylemi, toplumsal sorunlar karşısında kar amacı gütmeden, kamu yararına yarattığınız, yürüttüğünüz her eylemi kapsayan bir tanımdır. Bu eylemleri yaşayan kişiler de gönüllü olarak tanımlanır. Kimilerini bireysel çabaları ile sivil inisayiflerde yer alabiliyor kimilerinin de daha kurumsal STK’lar ile yolu kesişiyor. Tamamının ortak yanı ise insana dair, insanın deneyimine ve gönüllü olma çabasına, ortaya döktüğü emeğe yönelik olmasıdır.
Biz iki ayaklı bir yapı kurmaya çalışarak işe başladık. ‘Gönüllü Hikayeleri’ ile istedik ki insan hikayeleri sadece kurumların içerisinde kalmasın. Hem sivil toplumun tanındığı, büyüdüğü medya alanlarında demokratikleşmeyi arttıralım hem de gönüllüler ile sivil toplum hareketlerini içeriden tanıtan elçilerin sesini yükseltelim. Başka gönüllülerin ya da gönüllü adaylarının nasıl büyük bir yapı içerisinde yer aldıkları hissini verelim istedik. İyi ya da kötü deneyim yaşamış herkesin paylaşımlarını ortak bir alanda görme fikri ile hareket ettik. Gönüllü hikayeleri yaşanmaya, inşa edilmeye devam ediyordu ama kurumların dışına yeterince çıkmıyordu ve daha yüksek ses ile anlatılmalı, sivil toplumun da temsil edilmesi de güçlenmeliydi. Biz de bir rehberlik sağlayabilmek adına buradayız.
Gönüllüler iyi ya da kötü deneyimler yaşayabiliyor, gönüllülük emek ve çaba sarf eden tanımından ücretsiz çalışan tanımına dönüşebiliyor ya da tamamen kişisel beklentilerdeki değişiklikler nedeniyle gönüllülük deneyimine ara verilebiliyor. Çeşitli deneyimlerin yaşanmış olması olağan. Mutlaka gönüllünün ya da kurumun farkında olduğu bir durum yaşandığını söylemiyoruz elbette. Bu sebeple 360 derece bir değerlendirme yapabilmek adına kişinin kendi hikayesinden yola çıkarak kurumların ve okuyucuların da katılımını amaçladık.
- Öncelikle çalışmanız ‘Gönüllü Hikayeleri’ ni paylaşma sürecini anlatabilir misiniz? Sivil toplum çalışmalarında olan bir kişi size neden gelir? Hikayesini nasıl paylaşır ve sonrasında ilişki nasıl devam eder? Hangi alanlarda, kimlerin sesi olmayı hedefliyorsunuz?
Neden başka kurumlardaki, ülkelerdeki deneyimlere ortak olmuyoruz düşüncesi ile yola çıktık. Bu deneyimlerini dile getirmek isteyen, başka gönüllüler ile aynı çatı olma arayışındaki herkes gelebiliyor. Gönüllü hikayelerini de yazılı bir form üzerinden yazılı olarak alıyoruz ki kişi kendi hikayesini kendi kelimeleri ile anlatsın.
Gönüllülük, alabildiğiniz sorumluluk kadar farkındalık yarattığınız, ayırabildiğiniz zaman kadar sistemin parçası olduğunuz bir kavramdır. Süreç yönetimi hususunda karşılaştığımız sorunlar da hala devam ediyor ve istiyoruz ki bu süreçler gönüllüden gönüllüye yaşanan bir deneyim aktarımı ile tasarlanabilsin.
Gönüllü, profesyonel bir çalışan ya da bir dernek çalışanı değildir. Serüvenimiz 2019 yılında başladı ve bugün görüyoruz ki Türkiye’de gönüllü olmak, bir görev almak, bu göreve kendini adamak olarak daha dar bir kapsamda değerlendirilebiliyor. Günün sonunda gönüllünün olumsuz etkilenmesinin de mümkün olabileceği bir ortamda kendisini bulması ile sonuçlanabiliyor. Birleşmiş Milletler’ in hem çalışmaları hem de kendi tanımlarında yer aldığı gibi değerlendirdiğimizde gönüllünün, gönüllü faaliyetlerinde yer aldığı süredeki minimum finansal desteklerinin de sağlanabildiği tasarımları görüyoruz. Gönüllü Hikayeleri olarak küresel amaçlar için gönüllülük calismalarimiz ile toplumsal sorunlara yönelik çalışmalar yapan gönüllülerin deneyimlerini paylaştıkları bir alanda kurmuş oluyoruz. Bunu yaparken Küresel Amaçların 17. Amacı olan amaçlar için işbirliği teması bağlamında sürdülebilir olarak çalışıyoruz. Toplumsal sorunların çözümünde Türkiye’de de güzel örnekler var. Tüm bu yaşanmışlıkların bir arada yer alacağı bir platform oluşturmaya çalışıyoruz ve kişiler bu paylaşımların kendilerinde, çevrelerinde yarattığı etkileri gördükçe bizim platformumuzda yer almayı tercih ediyor.
İlk ve belki de en önemli soru ise şu: Kişi hikayesini paylaşmaya ne kadar hazır? Gönüllülükte kıdem yoktur, deneyimler ve bu deneyimlerin paylaşımı vardır. Kendisini hazır hissettikten sonra devam eden bir süreç, bitmeyen bir döngü ve bunun daha da büyüyecek bir alan olmasını umut ediyoruz. Kurumların da farkındalığının arttığı bir ortamda bireyler, yaşananlara, içinde bulundukları süreçlere ne kadar hakim durumdalar? Bu soruların cevaplarını bulmak adına yolumuz uzun elbette…
- Gençler aynı zamanda gelecek ve umut demek. Gençlerde gönüllülük ne aşamada ve gelecek için ne umut ediyorsunuz?
Gönüllülük bir seçim midir yoksa gönülden gelen bir şey midir sorusunun kişiye göre değişen cevapları var. Doğrusu ya da yanlışı kesin olarak söylenemez. Özellikle Türkiye’ de daha muğlak tanımlar ile ilerleyebiliyoruz ama bilinç yükseliyor.
‘Gönüllü Hikayeleri’ ile tanık olduğumuz hikayeler, buz dağının görünen yüzünden daha fazlasına da tanıklık edebilme şansı veriyor. İşin faydasını, mutlu çocukları, eğlenceli anları sıklıkla görüyoruz elbette. Ama çatışma yönetimi, kriz yönetimi, sarf edilen emek, zaman, temel ihtiyaçların ne ölçüde karşılanabildiği ya da bunlardan vazgeçildiği gibi konularda, başarısızlık hissi ile nasıl başa çıkılabildiği gibi buz dağının görünmeyen yanını da anlatıyoruz. Dünya gönüllülük raporlarında da gördüğümüz üzere gönüllülük tanımlarının daha kalın çizgilerle belirlendiği bir tanım olması, yasal mevzuatların daha ayağı yere sağlam basan bir şekilde oluşturulması gittikçe daha fazla önem kazanıyor.
İnanç bizim için önemli bir kavram ve gönüllü hikayeleri ile inanmaya devam edilmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Kişilerin daha fazla toplumsal ortak sorunlara tepki göstermesi, sürdürülebilir bir hayat bilincine kavuşması da zaman içerisinde daha sık karşılaştığımız, gelişimini umut ettiğimiz konular.
Kişi de ben şu andaki eylemin iştirakçisi, güçlendiricisi olabilir duygusunu yaratmak bizim için çok önemli.
Elbette zaman içerisinde her yönü ile değerlendirme imkanı bize iyileştirmeleri, toplumsal bilinçlenmeyi getirecektir. Derneklerdeki gönüllü çalışmaların daha kuvvetli olduğu, insanın kaybolmadığı, gönülden gönüle bir sürecin inşa edildiği bir yapıya gidilmesini bekliyoruz. Daha umutlu bir gelecekte yeni ve çok daha fazla ilham veren gönüllü hikayeleri dinlemeye, okumaya devam edeceğiz.
- Çalışmaların çoğu dijital yürütülüyor. Farklı çalışmalar var mı?
Tüm çalışmalarımız dijital platformlarda gerçekleşmiyor. Pandemi dönemi ile ara verdiğimiz atölyelerimiz ve gönüllü danışmanlıklarımız da var. Öğrenci topluluklarına danışmanlıklar, belirli noktalarda başka gruplara, daha belirli çerçevede anlaşmalar ile kendi gelir kaynağımızı sürdürülebilir olarak sağlamaya çalışıyoruz.
Sivil toplum yerel ya da merkezi yönetimlerin yer alamadığı, gücünün yetemediği noktalarda yer alıyor. Ülke ekonomisine dahi katkı sağlıyor. Biz de bu yolda katkı sağlayabileceğimizi düşündüğümüz her alanda yer almaya çalışmak, birlikteliklerde yer almak isteriz.
Vlog çalışmalarımız iki farklı şekilde ilerliyor. Hem kişinin gönüllülük hikayesi hem de STK’nın kendi hikayesini anlattığı videolar düzenliyoruz. Hem kurumlara hem de kişilere süreç hakkında neler düşündüklerini de soruyoruz. Kurumlara da diyoruz ki ‘Bakın kişiler de süreçler hakkında oldukça bilgi sahibi olabiliyor’. Biz bu çalışmalarımızı Herkes için Gönüllülük teması ile Gönüllü Hikayeleri YouTube kanalımız üzerinden gerçekleştiriyoruz. Bu canlı yayın şehrimizde her sahadan gönüllü kendi gönüllülük deneyimlerini ve hikayelerini paylaşabiliyor. Dileyen STK’lar, sivil toplum örgütleri, sosyal girişim modelleri de gönüllülük çalışmalarını, modellerini ve bu gönüllülük çalışmalarının oluşturduğu etkiyi anlatabiliyorlar. Bu çalışmalar devam edecek ve bir sonraki aşamada “podcast” benzeri çalışmalarında yer alacağı bir projemiz var. Buna ek olarak Küresel Amaçlar için Gönüllülük temasına bağlı olarak dijital atölye çalışmaları da gerçekleştiriyoruz. Yakın bir gelecekte ise gönüllülerin kendi topluluklarını kurabilmeleri yönünde dijital atölye çalışmaları yapmayı da hedeflemekteyiz.
- Faaliyetler çoğunlukla dijitalde devam ediyor olsa da hem finansal hem de insan kaynağı önemli bir kısıt. Öncelikli olarak finansal kaynak sağlama adına tüm dernekler gibi sizin de yürüttüğünüz kaynak geliştirme çalışmalarınız var mı?
Bağışlar ile değil, atölye çalışmalarımız ve verdiğimiz eğitimler sonucu elde edilen gelirler ile kaynak sağlıyoruz. Şirketlere gönüllü modelleri tasarlıyoruz. Site alan ücretinden, dijital mecra iletişim giderlerine birçok alanda giderlerimizi karşılayabilmek adına yürütülen finansmanımız var elbette.
Çalışan olarak kesin bir tanım ile iletemezsem de 3 – 4 kişilik bir ekibiz. Bir ekip olarak tarif edilmeyi daha uygun görüyoruz. Genel koordinatör olarak ben görev alıyorum. Oldukça yatay bir organizasyon içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
2 ayrı atölye çalışma örneğimiz var. “Herkes için Gönüllülük” ve “Küresel Amaçlar için Gönüllülük”. Küresel amaçlar için gönüllülük BM’in 17 kalkınma amacı ile paralel yürütülen bir çalışma ve bu 17 amacın farkındalığının oluşmasının sağlanması, kişilerin aslında hangi amaçlara yönelik gönüllülük çalışmalarına katıldığını anladığı 3-4 haftalık çalışmalar oluyor.
Herkes için gönüllülük de ise bireyin kafasındaki plan için nasıl daha nitelikli bir topluluk oluşturacağını belirliyoruz. Proje döngüsünü kurmayı ve yürütmeyi anlatıyoruz. Yaşanan bir sorun var ise bu bir iletişim sorunu mu yoksa toplumsal bir sorun mu diye ekipler ile birlikte irdeliyor ve yol haritası çiziyoruz. Temel ihtiyaçlar ile sosyolojik ihtiyaçların karıştırıldığı bir durum ile karşılaşır isek burada en doğru yönlendirmeyi yapmaya çalışıyoruz. ‘Projenizi iyi anlatacaksınız ki fon alınsın, tasarımlarınız daha doğru irdelensin, siz daha doğru değerlendirilin’ diyoruz.
- İnsan kaynağı yönetimi adına ‘Gönüllü Hikayeleri’ çalışanları var mıdır? Bunun dışında gönüllü edinme çalışmalarınızı, gönüllülük süreçlerinizi kısaca öğrenebilir miyiz? Hangi alanlarda kimlerin gönüllü katkılarına ihtiyacınız var?
Daha önce gönüllü çalışma yöntemini de denediğimiz ve sonrasında belli bir süre ara vermeyi seçtiğimiz zamanlar oldu. Belli bir süre gönüllüler ile çalıştık ama verimli olmadı. Bizimle gönüllü olarak yer alacak kişide farklı alanlarda yer alma isteği doğabiliyor. Zaman zaman gönüllü desteklere de ihtiyaç duyabileceğimiz, belirli sürelerde proje bazlı gönüllüler ile ortak çalışacağımız dönemler olacaktır elbette. İlk kez gönüllülük deneyimi yaşayacak bir kişiden ziyade daha önce gönüllülük yapmış ve ne istediğini bilen isimler ile bir arada yer almak isteriz