“Öğretmenim sersemin teki olduğumu söylüyor, babam da aptal olduğumu düşünüyordu. Bense artık budalanın teki olduğuma karar vermiştim.” Bu söz mucit Thomos Edison’a ait… Edison da pek çok kişinin karşılaştığı gibi disleksi durumuyla çocukluk döneminde karşılaşan ama tanısı uzun süre koyulmayan biriydi. Günümüzde erken çocukluk döneminden itibaren farkına varılabilen bir durum olan disleksinin, Türkiye Disleksi Vakfı‘nın da çalışmalarıyla ülkemizde farkındalığı giderek artıyor. Disleksinin ne olduğunu sorduğumuzda ise Türkiye Disleksi Vakfı Psikoloğu Büşra Kuru, disleksinin bir “hastalık” değil bir “durum” olduğunun altını çiziyor. Detaylar röportajımızda…
1. İlk olarak, disleksinin ne olduğunu bilmeyen okuyucularımız için biraz bahseder misiniz, disleksi nedir?
Disleksi, özel öğrenme güçlüğünün 4 alt kolundan birisi ve en çok bilinenidir. Bu 4 alt başlık:
- Disleksi: Okumada güçlük
- Diskalkui: Matematikte/sayısalda güçlük,
- Disgrafi: Yazmada güçlük
- Dispraksi: Motor ve planlama becerilerinde güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır.
2. Peki, disleksi bir hastalık mıdır?
Disleksi bir hastalık değildir. Disleksi sarışın olmak, esmer olmak gibi bir durumdur. Genetik aktarımla geçen bu durum aile veya akrabalardan miras kalmaktadır.
3. Disleksiye sahip çocuklar, diğer çocuklardan ‘farklı’ mı?
Değildirler, sadece farklı öğreniyorlar. Dislektik çocuklar okulda, sınıflarda akranları ile birlikte öğrenebilmekte sadece öğrendikleri bilgileri geri getirme (hatırlama) ve işlemede güçlük yaşayabilmektedirler. Her dislektik çocuk kendi özelindeki öğrenme metodunu keşfedip, o metot ile ilerlediğinde her çocuk gibi öğrendiğini kalıcılaştırabilmektedir.

4. Türkiye Disleksi Vakfı olarak siz ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Bizlerin önceliği ülkemizde disleksi farkındalığı yaratmaktı, bugüne kadar yaptığımız proje ve etkinliklerle bu bilinci oluşturmaya devam etmekteyiz. Bu bağlamda disleksi şüphesi ya da disleksi riski bulunan çocuklarımıza değerlendirme ve testler uygulamaktayız. Erken çocukluk döneminde disleksi risk tespiti ve müdahalesinin ne kadar önemli olduğunun farkında olup özellikle bu alanda geliştirdiğimiz çalışmalarımız da devam etmektedir. Ek olarak düzenli şekilde dislektik çocuklarımıza, akademik anlamda ANT Özel Eğitim Merkezi’mizde sürekli eğitim vermekte ve psikolojik destek sağlamaktayız, dislektik çocuklarımızın ailelerine de psikoeğitim ve çeşitli projelerde buluşma imkanı sağlıyoruz. Bütün bu projelerle birlikte burslu okuttuğumuz disleksi öğrencilerimiz de bulunmaktadır.

5. Dislekside bir yaş sınırı var mı? Yetişkinlerde de disleksi olup farkında olmayan insanlar olabilir mi?
Disleksi ömür boyu devam eden bir durum olup bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Çocukluk döneminde fark edilmeyen, edilemeyen disleksili bireyler ileriki yaşlarda “Aa! Disleksi diye bir şey varmış ve bana da çok uyuyor.” şüphesi duyabiliyor. Disleksi olduğunu bizlerle keşfeden 18 yaş üstü (üst yaş sınırı olmaksızın) danışanlarımız da bulunmaktadır.
Vakfımızın kurucu başkanı olan Elif Yavuz da disleksi olduğunu kızının teşhisi konulduğunda, kendisi 38 yaşındayken, fark etmiştir.
18 yaş altı her çocuğa ücretsiz değerlendirme sunuyoruz
6. Aileler çocuklarının disleksi olduklarını nasıl anlayabilirler ve sonrasında ne yapmalılar? Önerileriniz var mı?
Erken Çocukluk döneminde; derinlik algısı (satır sonunu hesaplayamama, uzak yakını ayırt ederken karıştırma vb.), yer yön algısında (sağ-sol karıştırma, evin yolunu/sınıfın yerini tarif edememe, önce-sonra kavramlarını karıştırma vb.), zaman mekan algısı (gece-gündüz kavramlarını, dün-bugün-yarın kavramlarını karıştırma vb.), ince motor kas gelişimi (çizgileri aşağıdan çizme, boyama yaparken taşırma vb.) gibi semptomlar bizler için sinyal olabilir.
Okul çağı döneminde erken çocukluğa ek olarak; yazıda (harf yerlerinin karıştırılması/aynalama, ters yazma vb.), okumada (hece ekleyip çıkarma, hece yerlerini karıştırma, harfleri öğrenirken zorlanma vb.), sayısalda (çarpım tablosunun öğreniminde/hatırlanmasında güçlük, dört işlemin kurallarını uygulamada ya da hatırlamada güçlük, sayıların ters yazımı/aynalama vb.) olarak karşımıza çıkabilir. Bu noktada erken teşhis ve müdahale çok önemlidir. Çocuğa nasıl öğreneceğini öğretmek ve sonraki hayatında bu bilgi ile gelişimini sağlamak ise bizlerin görevidir.
Böyle bir şüphesi olan ailelerin alanında uzman kişiler ile iletişime geçip bir an önce değerlendirme/test ile çocuğunun durumunu saptaması ve eğer gerekli görülürse çocuğa özel hazırladığımız programlar ile özel eğitime başlamaları çocukların ilerleyen dönemde güçlük yaşamaması için hayatidir.

7. Balıkesir’de bir çiftlik projeniz olduğunu biliyorum. Bu çiftlikten biraz bahseder misiniz?
Çiftlik projemizin çalışmaları devam etmektedir. Tamamlandığında duyurusunu da sizler aracılığı ile gerçekleştiriyor olacağız.
8. İçeride ne tür faaliyetler olacak?
Çiftlik içerisinde, çocuklara özel uygulanacak programlar ile grup ve bireysel çalışmalar gerçekleştirilecektir. Kapalı ve açık alanda spor, eğitim ve aktivite çalışmaları yapılacaktır.
9. Eklemek istedikleriniz var mı?
Bizlerin toplum adına bugüne kadar yaptığımız ve yapmaya devam ettiğimiz disleksi farkındalığı konusunda tüm velilerimizden destek bekliyoruz. Sizlerin de çocukları disleksi veyahut disleksi risk grubunda olabilir. Bunun bilincini yaratabilmek adına 18 yaş altı her çocuğa ücretsiz değerlendirmeler uyguluyor, yol gösteriyoruz. Sizleri bilgilendirmek ve yardım sağlamak için bizler buradayız.