“Her insan bir dünya ve biz elimizden geldiğince bu dünyaları tanıyarak, onlarla temas içinde ve birlikte öğrenerek herhangi bir ayrım gözetmeksizin çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Travmayla başa çıkabilmek için desteğe ihtiyaç duyan çocuklar merkezimizde mutlu saatler geçirsin ve hayatlarında travmanın değil bu saatlerin izini taşısın istiyoruz.
Çocukların temel becerilerini güçlendirerek hayata karşı daha donanımlı olmalarını sağlıyoruz.”
2021 yılı önceki yıllarda olduğu gibi mutluluk kadar doğal afetlerin, ekonomik problemlerin, salgın hastalıkların ve siyasi krizlerin de yaşandığı bir yıl oldu. Ama önceki yıllardan daha güçlü olarak şunu hissettik ki ‘Dünya küresel bir köy’ ve hangi noktasında ne yaşanırsa yaşansın bir gün mutlaka dünyanın diğer ucundaki en muhafazakar yaşamı dahi etkisi altına alıyor. Gerek 2 yılını tamamlayan salgın döneminde, gerekse 2021 yazı boyunca tüm Akdeniz kıyı kuşağı, kuzey Asya ve Amerika kıtalarında tanık olduğumuz yangın afetleri boyunca her canlının temel haklara sahip olma noktasındaki hassasiyetleri ve hayatını sürdürdüğü coğrafyadan beklemediği bir anda nasıl bambaşka iklimlere yol almak zorunda kalabileceğini yaşayarak öğrendik.
Sosyal Sorumluluk Haberleri olarak istedik ki 2021 yılın kapatırken umutsuzlukları görüp umuda çevirerek yeni yılı karşılayalım. Sivil toplumun varlık amacına uygun olarak bu dünyayı yine ‘Dünya Vatandaşları’ olarak biz, gücümüz ve inancımız ile kucaklayalım. Bu hafta röportajımız travmaya maruz kalmış çocuklara ve gençlere destek hizmetleri sunan Maya Vakfı ile gerçekleştirdik. Sosyal bilimlerin ve sanatın kucağında geçen tedavi edici ve mutluluk veren çalışmalarını dinledik.
Şimdiden herkese iyi ve sağlık dolu yeni bir yıl ve keyifli okumalar dileriz.
Maya Holding ve Maya Vakfı ilişkisini vakfın kuruluşu hikayesi ile sizden dinleyebilir miyiz? Vakfın isminin de şirket isminden geldiği görüldüğü için mutlaka kısaca değinmek isteriz.
Maya Vakfı, Emir Özsüer’ in henüz 16 yaşında lisede öğrenci iken, yaşadıkları topraklardan ayrılarak ülkemize sığınmak durumunda kalan çocuklara duyduğu hassasiyetle hayata geçirdiği bir projenin sonunda doğuyor. Psiko-sosyal (Birbirini sürekli etkileyen psikolojik ve sosyal etkilerin bütünü) destek programı olarak, 2014 Aralık ayında başlayan projemiz hikayesi 2015 Haziran’ında vakfın doğumu ile yeni bir dönemece girdi.
Maya Vakfı birçok kurumsal, bireysel destekçisiyle varlığını sürdürerek, çalışmalarını hayata geçiriyor.
Maya Vakfı’nın hangi alanda faaliyet gösterdiğini söyleyebilir misiniz?
Maya Vakfı salgın, doğal afet, aile kaybı, göç ve zorbalık vb. sebeplerle psikolojik travmaya maruz kalmış öncelikle 5-24 yaş arasındaki çocuklara ve gençlere psiko-sosyal destek hizmetleri sunan bir sivil toplum örgütü.
Sarsıcı olaylara maruz kalmış bireyleri iyileştirmek için kurulduk. Özgür, güvenli ve üretken bir çocukluk yaşamış sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum hayaliyle, 2015’ten bu yana öncelikle çocukların travmayla başa çıkmalarına yardımcı olmak amacıyla çalışıyoruz. Psikolojik İyileşme Becerileri (SPR) modelini, sanat terapileri metodu ile birleştirip uygulayan ve bu konuda öncülük yapan Türkiye’deki tek kurumuz.
Programlarımızın odağına öncelikle imkânı kısıtlı ve travmaya maruz kalan çocukları, gençleri yerleştiriyor, bütüncül bir yaklaşımla çocukların, gençlerin hayatına etki eden kişi ve kurumların da özellikle travma konusundaki duyarlılığını artırmak ve kapasitelerini geliştirmek üzere çalışıyoruz.
Bu süreci aynı zamanda sosyal uyum odaklı eğitim çalışmaları ve çocuklara yönelik koruma hizmetlerimiz ile bütünlüyor, zenginleştiriyoruz.
Programlarımızı 5 ana başlıkla özetleyebiliriz: Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek, Eğitim, Çocuk Koruma, Kapasite Geliştirme, Afet ve Acil Durum Afetlerle Başa Çıkma
Göçmenlik ve mültecilik kavramları yakın zamanda ülkemizde birbiri ile aynı anlamlarda kullanılmaya başlandı. Sizin yaptığınız çalışmaların da ışığında kendi küçük dünyalarını değiştiren bu insanlar için kullanılan kavramların farkları konusunda bize neler söylersiniz?
Her insan bir dünya ve biz elimizden geldiğince bu dünyaları tanıyarak, onlarla temas içinde ve birlikte öğrenerek herhangi bir ayrım gözetmeksizin çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Travma kelimesi de yine fazla kullanım ile anlamını değiştirdiğimiz hatta yitirmesine sebep olduğumuz kelimelerden biri. Peki travmaya uğramış ve sizlerin faaliyetleri kapsamındaki yaş aralığında olan bir genç ile ilk temas anı, Maya Vakfı’nın bu travma mağduruna ilk dokunuşu nasıl olur ve hikaye nasıl devam eder?
Tam anlamıyla travma, hayatın günlük akışı içinde, hiç beklenmedik bir anda veya sistematik bir biçimde, kişinin yaşamına, sevdiklerine, inanç sistemlerine, fiziksel bütünlüğüne kasteden, yoğun korku, kaygı, dehşet, çaresizlik ve ölüm tehdidi içeren olayları yaşama ya da bu olaylara tanık olma olarak tanımlanır.Maya Vakfı Eğitim Programları ile travmanın öğrenme üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldırmaya ve okul ortamında travmaya duyarlı bir yaklaşım geliştirmeye çalışıyor. 2016 yılında bu amaçla hayata geçirilen Travmaya Duyarlı Okul Programı ile psikolojik travmaya maruz kalmış ve imkânı kısıtlı çocukların eğitim sisteminden en iyi şekilde yararlanabilmesi hedefleniyor. Dolayısıyla okullarda çalışıyor, çocuğun her alanda desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Branş öğretmenler, psikolojik danışman ve rehber öğretmenler, okul idaresi ve ebeveynlere travma odaklı eğitim ve atölyeler düzenliyoruz. Okullarda travmaya duyarlı bir yaklaşım geliştirerek çocukların eğitim hayatında, akademik başarıya ulaşmasındaki engeli ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.
2019 yılında devlet okullarında Travmaya Duyarlı Okul programı kapsamında gerçekleştirdiğimiz araştırma çocuklar ve gençler arasında post-travmatik stres, endişe bozuklukları, yas ve kaygı gibi ruh sağlığı durumlarının oldukça yaygın olduğunu gösterdi. Bu araştırma kapsamında öğretmenlere 9 adet travmatik deneyimden oluşan bir liste verildi ve sınıflarındaki öğrencilerden bu deneyimlere maruz kalanları not etmeleri istendi. Öğretmenler 39 sınıftan toplamda 612 travmatik deneyim not ettiler. Bu durum travmanın çocuklar arasında oldukça yaygın olduğunu ortaya koydu.
Ülkemizdeki Projeler
Türkiye’deki faaliyetleriniz kapsamında düşündüğümüzde bugün doğal afet, göç, aile kaybı ve zorbalık gibi sebeplerle hayatı değişen kaç kişi ile çalışmanız oldu? Yakın zamanda bir iklim göçü örneğini ülkemiz topraklarında yaşadık ne yazık ki. Bu kapsamda da çalışmalarınız var mı?
2017 yılından bu yana 1.102 çocuk ve ailesi Balat Çocuk ve Gençlik Merkezimize kaydoldu ve hizmetlerimizden faydalandı.
Eğitim Programları altında, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokol çerçevesinde İstanbul ve Şanlıurfa’daki okullarda yürütülen Travmaya Duyarlı Okul Programı’ndan 2016’dan bu yana 12.649 çocuk, 2.740 öğretmen ve 706 bakım veren faydalandı. 2020 yılında hayata geçen Eğitim Yoluyla Sosyal Uyum Programı’yla ise 11.870 çocuk, 2.461 ebeveyn ve 351 öğretmene destek olduk.
2020 yılında Malatya – Elâzığ depreminin ardından hayata geçirdiğimiz Afet ve Acil Durum / Afetlerle Başa Çıkma Programımız bir diğer güncel çalışmamız. Son dönemde küresel iklim krizinin sonuçlarından olan orman yangınları sonrasında da aktif olarak yürütüyoruz ve bu proje kapsamında çocuk ve yetişkin toplam 594 kişiye psikososyal destek hizmeti ve eğitim verdik.
Pandemi boyunca ve herhangi bir afet ve acil durum sonrası, Türkiye’nin her noktasından desteğe ihtiyaç duyanların yanında olmak için Uzaktan Psikolojik Danışmanlık hizmeti sunmaya başladık. Bu kapsamda şimdiye kadar 223 yetişkine ve çocuğa ulaştık.
Türkiye’de sadece Balat merkeziniz mi var? Balat çocuk ve gençlik merkezi çalışmalarınız nelerdir?
İstanbul ilinde sağladığımız yüz yüze ruh sağlığı, psikososyal destek hizmetlerini Balat Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde sürdürüyoruz. Bu merkezde çocuklara kaliteli, erişilebilir ve kapsayıcı ruh sağlığı ve psikososyal destek ile koruma ve eğitim hizmetleri sunuyoruz.
2017-2021 yılları arasında;
- 636 çocuk sanat terapisi temelli grup seansına katıldı.
- 137 çocuk bireysel terapi seansına katıldı.
- 936 çocuk sosyal faaliyetlere katıldı.
- Çocuk ve yetişkinler ile toplam 6.399 seans gerçekleştirildi.
Psikolojik travmaya maruz kalmış ve psikososyal desteğe ihtiyaç duyan çocuklarla bireysel seans ve grup seansları gerçekleştiriyoruz. Görsel sanatlar, müzik, dans ve harekete dayalı sanat terapisi temelli bu seanslarla çocukların travmayla başa çıkabilmesine yardımcı oluyoruz.
Travmayla başa çıkabilmek için desteğe ihtiyaç duyan çocuklar merkezimizde mutlu saatler geçirsin ve hayatlarında travmanın değil bu saatlerin izini taşısın istiyoruz.
Merkezimize gelen her çocuğun aşağıdaki beş temel psikolojik iyileşme becerisini kazanmasını hedefliyoruz. Çocukların temel becerilerini güçlendirerek hayata karşı daha donanımlı olmalarını sağlıyoruz:
- Problem çözme becerileri oluşturma
- Pozitif beceriler edinme
- Duyguları tanıma ve reaksiyonları düzenleme
- Farklı düşünme
- Sağlıklı sosyal ilişkileri yeniden inşa etme
Gönüllülük ve Yeni Çalışmalar
Gönüllü sayınızı, gönüllüleriniz ile hangi alanlarda faaliyetler yürüttüğünüzü öğrenebilir miyiz? Eksiklik duyduğunuz yeni alanlar, daha çok gönüllü ile çalışmak istediğiniz projeleriniz var mı?
2016’dan bu yana 500’ün üzerinde genç Maya Vakfı gönüllüsü oldu. Gençlere yönelik gönüllü programımızın detaylarına web sitemizden ulaşabilirsiniz. Sadece gençler değil vakfın çeşitli çalışma gruplarında, akademik danışma kurulunda, organlarında ve vakfın bireysel destekçilerini arttırmaya yönelik etkinliklerinde bizimle birlikte olan yetişkin gönüllülerimiz de var. Detaylara ilişkin bilgi için info@mayavakfi.org adresinden bizimle temasa geçilebilir.
Süreç içinde daha fazla sayıda insanın Maya Vakfı’nın gönüllüsü olabileceği alanlarımız olacak. Öncelikle programlarımızın devamlılığı için çalışıyoruz. Henüz hayata geçmeyen ve programlarımızı besleyecek fikirlerimiz var.
Okullar, farklı STK’lar ve şirketler kapsamında farklı eğitimleriniz de oluyor. Eğitim alanındaki çalışmalarınızı daha ayrıntılı öğrenebilir miyiz?
Okullar, farklı STK ’lar ve şirket çalışanlarına yönelik geliştirdiğimiz eğitimleri şu başlıklar altında özetleyebiliriz.
- Olumlu Ebeveynlik Programı
- Kadın Çalışanlara Yönelik Grup Oturumları
- Erkek Çalışanlara Yönelik Toplumsal Cinsiyet Temelli Grup Oturumları
- Çalışanların Psikolojik İyilik Haline Yönelik Özbakım Çalışmaları
- Giriş Seviye Afetlerle Baş Etme Eğitimi